Haber

İzmir’de Kararname Eylemi… Eğitim-Sen Myk Üyesi Sinan Muşlu: “İhraçlar Siyasi Bir Tutumdur”

KERİM UĞUR

Karşıyaka Çarşısı girişindeki oturma eylemine Eğitim-Sen MYK üyesi Sinan Muşlu’nun yanı sıra çok sayıda sendika üyesi ve İzmir Demokrasi Güçleri üyesi de destek verdi. Oturma eylemi sırasında “İhraç tecrittir. Tecrit insan hakkı ihlalidir. Hak ihlaline hayır. İşimize döneceğiz” ve “Oturma eylemimiz 259. haftasında” pankartları açıldı ve sloganlar atıldı. “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” ve “Zafer Direnen Emekçilerin Olacaktır” gibi sloganlar sıklıkla atıldı.

“KESK VE BAĞLI İŞ KOLLARINI KAPLANIN ALTINA ALMAK İSTEDİLER”

Oturma eyleminde konuşan Eğitim-Sen MYK üyesi Sinan Muşlu şunları söyledi:

“İhraç bize yönelik siyasi bir tutumdur. Sözde FETÖ’cülere karşı en yoğun mücadeleyi veren eğitim ve bilim çalışanları şöyle dursun, 15 Temmuz darbecileriyle hiçbir ilgimizin olmadığını da biliyorlar. Savcılar onlar Geçmişte araları iyiyken bize gönderilen sözde FETÖ’cüler, FETÖ’cüler, sözde polisler hakkında hemen hemen hiçbir soruşturma açılmadı ve arkadaşımız serbest bırakılmadı. 20 Temmuz’da onları ihraç etmeye başladık, bu ihracatla bize en güçlü muhalefet olan işçi örgütü olan KESK’e ve ona bağlı iş kollarına baskı yapma fırsatı bulduk. Bu, işçilerin politikasıdır.” bizi yabancılaştırabilecek ve korkulması gereken bir işçi örgütü olarak. Bizi ekonomik açıdan darboğaza sokacaklarını, Eğitim Sen’in, özellikle de KESK’in ve iş kollarının eğitim emekçilerinden uzaklaşacağını, yabancılaştıracağını düşünüyorlardı.”

VELİLERE ÇAĞRI: “AYAK KALKIN, OKULLARA DİLEKÇE OLUN VE CHEDES PROJESİNİ ONAYLAMAYIN”

Muşlu, ÇEDES Projesi ile ilgili şunları söyledi:

VEYSEL BEYAZADAM: TÜRKİYE CUMHURİYET TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK KAMU EMEKÇİSİ KATLİAMI YAŞANDI

Eylem sırasında ortak basın açıklaması Eğitim-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam tarafından yapıldı. Beyazadam açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kamu emekçisi katliamı yaşandı. Darbe unsurlarıyla ilişkilendirilerek işlerinden ihraç edilen arkadaşlarımız her zaman olduğu gibi direndi ve direnmeye de devam ediyor. 136 bin kişinin işten atılma çılgınlığı arasında, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üyesi 4 bine yakın yöneticimiz ve üyemiz de işten çıkarıldı, OHAL Kurulu denilen uzun süreli oyalama cihazıyla arkadaşlarımızı ikinci kez cezalandırdılar, yargıyı da kullandılar. Uluslararası hukuk normlarına aykırı olarak yürütülen süreci uzatıp, işe iadenin reddine karar verdiler, göreve iade kararı verilen arkadaşlarımız için ‘arşiv tescili’ ve ‘güvenlik soruşturması’ bahanesiyle süreci engellediler. İlk gün ulusal ve uluslararası tüm medyada şunu söyledik: ‘Sizin hukuksuzluğunuzun bizi caydıramayacağı alanlarda olacağız.’ İşte devam ediyoruz, 259 haftadır alanlardayız, dostlarımız tüm Anadolu halkına umut, çabamızdan vazgeçmeyeceğiz, devam ediyoruz, 259 haftadır alanlardayız, bu çılgın gömleği giymeyeceğiz. bize giydirmeye çalıştığınız, direneceğiz, direniyoruz, 259 haftadır devam ediyoruz. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri bileşeni olarak işlerinden ihraç edilen tüm arkadaşlarımızı istiyoruz. Bir an önce işlerine dönmeleri yönünde kanun hükmünde kararnameler çıkarıyor ve bu çabayı destekliyoruz. İhraç edilen arkadaşlarımız, ülke tarihine emek, barış ve demokrasi çabalarına isimlerini altın harflerle yazdılar. “Onları görevlerinde yalnız bırakmayacağız.” Haklı mücadelemizi sürdürüyoruz, son dostumuz da görevine iade edilene kadar çabalarımızı sürdüreceğiz.”

Kaynak: ANKA / Yerel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu